Lenf ödem; lenf sistemi içerisinde artan basınç sonucunda lenfatik sıvının taşınamamasına bağlı olarak gelişir.
Basit bir ifade ile artmış lenfatik basınç ve azalmış lenfatik sıvı akımı temel sorundur. Bunun sonucunda da, zaman içerisinde lenf ödemin ortaya çıktığı bölgeden başlayan ve giderek artan ödem belirgin hale gelir. Sebebine bağlı olarak primer veya sekonder olabilir. Memede, gövdede, kolda, elde, yüzde, ayakta veya bacakta izlenebilir.
Lenf ödem tipleri
Lenf ödemin oluşum nedenleri arasında farklı nedenlerin bulunması hem hastalığın tam olarak tanımlanması hem de, tedavisini güç hale getirmektedir. Bu nedenle, lenf ödem iki tipe ayrılır. Bu tipler; Primer (birincil) lenf ödem(lenfatik yapı hiç gelişmemiştir),
Sekonder (ikincil) lenf ödem(tümör, kanser veya cerrahi işlemlere bağlı olarak lenfatik yapının tıkanması sonucu oluşur) Lenf ödem, kronik (uzun süreli) bir hastalık olduğu için tutulum bölgesinde gözlenen değişiklikler zamana yayılım gösterir. Çoğu zaman, çok yavaş gelişim gösterdiği için hastalar tarafından fark edilmesi de uzun zaman alır.
Lenf ödemin başlangıç döneminde (evre1) ödem yumuşaktır, gode (basmakla çukur) bırakır ve ekstremitenin yukarı kaldırılmasıyla geçici olarak düzelir. Bu aşamada tedavi edilmeyen lenf ödem ilerler ve sertleşerek fibrotik hal alır (evre 2), bu evrede lenf ödem daha az gode bırakır, daha serttir ve ekstremitenin elevasyonu ile azalmaz veya hafif bir azalma gözlenir. Lenf ödemin daha ilerlemiş hali olan dönemde (evre 3) deride trofik değişiklikler ortaya çıkar, ciltte siğil benzeri oluşumlar görülebilir, kıllanma artışı olabilir, lenf sıvısı dışarı bir kanalla akabilir (lenfore) ve tekrarlayan enfeksiyon ataklarıyla (lenfanjit) cilt koyu bir renk alabilir.
Lenf ödem Risk Faktörleri:
Enfeksiyon (yakın zaman veya geçmişteki), kilo artışı, kol veya bacakta travma (cerrahi, kırık, yanık), kronik venöz yetmezlik, cerrahi işlem (lenfadenoidektomi), radyasyon uygulanan bölge
Lenf ödem gelişimini önlemek için yapılması önerilenler:
Cilt bakımı, zayıflama, egzersiz
Kronik Venöz Yetmezlik Sonucu Görülen Lenf ödem: Başlangıçta kronik toplardamar (venöz) yetmezliği vardır. Diğer bir deyişle toplardamar sistemi (venöz sistem) kanı yeteri düzeyde kalbe geri götüremez. Özelliklede diz altı bölgede bu durum görülür. Çünkü bu bölge kalbe en uzak yoldur ve yerçekimi de bu geri dönüşe engel olur. Toplardamar sistemi tarafından kalbe götürülemeyen ve dokular arasında kalan sıvıyı lenfatik sistem götürmeye çalışır. Buda lenfatik sistemin kapasitesinin üzerinde çalışması ile sonuçlanır. Lenfatik sisteme aşırı yüklenme olur ve zamanla lenf damarlarının kapakları bozularak sıvıyı yukarı itme yeteneğini kaybeder. Bunun sonucunda da lenf ödem görülür.
Lipödem Sonucu Gelişen Lenf ödem:
Lipödem nedeni belli olmayan bir kadın hastalığıdır. Erkelerde çok nadir görülür. Hastalık bazen menstürayona girişde (adet dönemi) bazen de hamilelikle başlar. İki bacakta da simetrik olarak yağ artışı vardır. Lipödem aynı şekilde kollarda da görülür. Artan bu yağ miktarı lenf sisteminin taşımakla yükümlü olduğu su ve protein miktarının artmasına neden olur. Bunun sonucunda aşırı çalışmak zorunda kalan lenf sitemi zamanla bozulur ve lipödeme bağlı lenf ödem gelişir. Resim 1a.b. Lipödem hastası: tipik olarak ayaklar tutulmamış Resim 2. Flebo-lipödem (toplardamarlarda belirgin problem eşlik eder)
Lenf ödem Tanısı
Lenf ödem tanısı klinik olarak konulur. Lenf ödemin semptom ve bulguları her hastada değişken olmakla birlikte en sık gözlenenler; ağırlık hissi, hissizlik, sıkılık, sertlik, ağrı, fonksiyonel kayıplar, kızarıklık ve enfeksiyondur. Klinik uygulamalarda çoğu zaman en pratik yöntemin olan çevresel ölçümler kullanılır ve en az 6 noktadan ölçülen taraflar arasında 2 cm’ lik fark anlamlı kabul edilir, ancak hastanın şişlik hissi de çok önemlidir. Genellikle ani başlayan, hafif ödem bazen kendiliğinden iyileşirken, bazı hastalarda ise, süreklilik gösterir. Bu nedenle, yeni ve aniden başlayan her şişme veya ödem, lenf ödem açısından da değerlendirilmeli, gerekirse de önleyici önlemler (hafif baskı) hemen uygulanmalıdır. Lenf ödem teşhisi için yapılması gereken testlerin başında; venöz doppler ultrasonografi (renkli doppler ultrasonografi) ve batın ve pelvis bilgisayarlı tomografisi yer almaktadır. Venöz doppler ultrasonografi ile Özellikle venöz sistemin değerlendirilmesi tamamlanırken, batın ve pelvis bilgisayarlı tomografisi ile de özellikle proksimal lenfatik sistemde bir tıkanıklık olup olmadığı değerlendirilir.
Lenf ödem gelişmiş olduğu düşünülen hasta ile karşılaşıldığında yapılması gereken önemli bir husus da lenf ödemin nedenini anlamaya çalışmak, tipini ve evresini mümkün olduğunca belirlemektir. Lenf ödemin primer mi sekonder mi olduğu ayrımı yapılmalıdır. Kanser, travma veya lenf ödemi başlatan başka bir nedenin bulunamadığı olgularda primer lenf ödem tanısı koyabilmek için lenfosintigrafi istenebilir. Erken tanı, evrelendirmede ve değerlendirmede son yıllarda tonometri, ultrason, bioempedans ölçümleri gibi farklı yöntemler geliştirilmiştir.
Lenf ödem Tedavisi
Lenf ödemin tedavi edilemez bir durum olduğuna ve bununla yaşamayı öğrenmek, kabullenmek gerektiğine ilişkin düşünceler, günümüzde başarıyla uygulanan etkili ve sonuç alınabilir tedaviler sayesinde değişmiştir. Lenf ödem tedavisinde uygulanacak yöntem kompleks boşaltıcı fizyoterapi yöntemi olarak adlandırılır. Bu tedavi 4 farklı yöntemden oluşmaktadır: Medikal tedavi, Manuel lenf drenajı, Kompresyon (bandaj ve çorap), Cilt bakımı, Egzersiz,
Cerrahi tedavi
Cerrahi Tedavi Lenf ödem ’in tedavisinde günümüzde uygulanan cerrahi tedaviler geçmişten günümüze oldukça değişkenlik göstermiştir. Ancak, temel olarak uygulanan tedavileri 3 ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;1.Rezeksiyon işlemleri, 2.Mikrocerrahi rekonstrüksiyonları,3.Aspirasyon destekli lipektomi veya liposuction. Tarihsel geçmiş içerisinde, lenf ödem tedavisi için uygulanan en önemli uygulama Charles işlemi olup, günümüzde rutin uygulamadan çıkmıştır. Mikro cerrahi rekonstrüksiyon teknikleri, Charles işleminin beklenen başarıyı göstermemesi üzerine gelişmiştir. Lenfatik – venöz anastomozlar (bağlantılar) yapılarak gerçekleştirilir. Son yıllarda, ciddi tartışmalara rağmen uygulanan bir diğer yöntem ise; cilt altı yağ dokusunun çıkarılması işlemidir. Bu amaçla, liposuction sık olarak kullanılmaktadır. İşlemden sonra, lenf ödemin tekrarlamaması için, kompresyon giysilerinin düzenli olarak kullanımı gereklidir.
Lenf ödem konusunda, unutulmaması gereken bu hastalığın tıptaki diğer hastalıklar gibi multidisipliner yaklaşım ile daha etkili tedavi edilebileceğidir. Bu amaçla, damar cerrahı (vasküler cerrah), klinisyen, fizik tedavi uzman ve fizyoterapistleri tam bir uyum içerisinde çalışmalıdırlar. En önemlisi de hastaya erken dönemde tanı konulup, hastalığın gelişmesini ve ilerlemesini önlemektir.